Yaşamı
Yaşamı hakkında bilinenler büyük oranda torunu Hafız Halil'in yazdığı Menakıbname'ye dayanır. Şeyh Bedreddin'in atası olan Abdülaziz, Osmanlı beyliğinin Rumelifethine katılmış ve Dimetoka'da yapılan savaşta hayatını kaybetmiştir. Franz Babinger'e göre II. İzzeddin Keykavus'un kardeşi Abdülaziz'in Musevi asıllı hanımından olan İsrail adındaki oğlu, Dimetoka kalesi Rum Beyi'nin kızı olan Melek Hatun ile evlenmiş ve bu evlilikten Şeyh Bedreddin doğmuştur.[2] Şeyh Bedreddin, Edirne yakınlarında ve Karaağaç ile Dimetoka arasında kalan Samona kalesinde doğduğundan kendisi Samavna kadısıoğlu diye tanınmış, daha sonradan yakıştırma sonucu yanlışlıkla Kütahya'nın Simav yerleşimiyle ilişkilendirilerek Bedreddin Simavi denilmiştir.
Şeyh Bedreddin eğitim çağına gelince Bursa'ya gelerek ders arkadaşı Bursalı Kadızade Rumi diye bilinen Musa (meşhur matematikçi ve astrolog) ile birlikte onun babası Bursa kadısı Koca Mahmud efendiden ve daha sonra da Konya'da Allame Feyzullah'dan ders almıştır. Buradan sonra önce Suriye'ye ve sonrasındaKahire'ye gitmiştir. Burada Mübarekşah Mantıki'den ilahiyat, felsefe ve mantık okuyarak yüksek eğitimini tamamlamış ve bu arada Kahire'de inziva halinde yaşayan Hüseyin Ahlati'den de tasavvuf okumuştur. Onun emriyle Tebriz'e ve sonrasında Kazvin'e giderek Bâtınî inancını öğrenerek Kahire'ye dönmüştür. Şeyh Bedreddin,Memlûk sultanı Berkuk' un saygı gösterdiği Hüseyin Ahlati'nin tavsiyesiyle sultanın oğlu Ferenc'in hocalığına tayin edilmiş ve burada bulunduğu sırada fıkıheserlerini yazmaya başlamış ve 1397'de şeyhinin ölmesi üzerine onun yerine şeyh olduktan bir süre sonra Anadolu'ya dönmüştür. Anadolu'ya geldiği zaman yerleşimleri dolaşarak tasavvufunu yaymaya başlamıştır.
Şeyh Bedreddin önce Karaman ve Germiyan Beyliklerinin topraklarına gider. Gittiği yerlerde tanınmaktadır. Buradan Menderes Vadisi boyunca ilerleyerek Aydın'a gelir. Menakıbname'ye göre, yolu üzerindeki Nizar köyünde en önemli müritlerinden Börklüce Mustafa ile tanışır. Daha sonra Tire üzerinden İzmir'e geçer. Menakıbname'de İzmir'den, Hıristiyan nüfuslu Ceneviz hakimiyetindeki Sakız Adası'na geçtiği anlatılır. Kütahya ve Domaniç üzerinden Bursa'ya yaptığı yolculuğu sırasında Sürme köyünde diğer önemli müridi Torlak Kemal ile tanışır.
Rumeli'ye geçerek Edirne'ye yerleşen Şeyh Bedreddin burada kendisini ziyarete gelenlerle görüşerek faaliyetlerini genişletmiştir. Şeyh Bedreddin'in bu faaliyetleriOsmanlı Devleti'nin parçalanıp şehzadelerin birbirleriyle mücadele ettiği döneme denk gelmiştir. İlim ve erdemi etrafta duyulmuş ve Edirne'de hükümdarlığını ilan etmiş olan Musa Çelebi tarafından 1411 yılında kazasker tayin edilmiştir. Çelebi Mehmet kardeşi Musa Çelebi karşısında galip gelip 1413 yılında hükümdar olunca Şeyh Bedreddin kazaskerlik görevinden alınmış, ilim ve erdemine saygı duyulduğundan maaş bağlanarak İznik'te oturtuldu. Şeyh Bedreddin, eski müritleri Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal ayrı ayrı yerlerde (Aydın ve Manisa) faaliyetlerini arttırdıklarını duyunca hacca gitmek bahanesiyle çocuklarını bırakarak Kastamonu'ya gitmiş, buradan da Karadeniz yoluyla Eflak voyvodasının yanına gitmiştir. Eflak'tan ayrılarak Osmanlı topraklarına geçerek Silistre, Dobruca ve Deliormantaraflarında görüşlerini yayarak çok sayıda taraftar kazandıktan sonra ayaklanmanın merkezi olarak Deliorman'ı seçmiştir. Şeyh Bedreddin üç ayrı yerde birden müritleriyle birlikte ayaklanma çıkartmıştır. Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarının bastırılması sonucu Şeyh Bedreddin ve yanındakilerin morali bozulmuş ve şeyhin etrafındakilerin bir kısmı dağılmıştı. Küçük bir çarpışmadan sonra ele geçirilen Şeyh Bedreddin padişahın bulunduğu Serez'e gönderilmiş ve burada yargılanan Şeyh Bedreddin 1420 yılında Serez'de idam edilmiştir.[3] 1961'de kemikleri, Divanyolu'ndaki II. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir.Şeyh Bedreddin İsyanı
Kazaskerliği sırasında kethüda olarak yanına aldığı Börklüce Mustafa, Bedreddin'in sürgüne gitmesiyle beraber Aydın'a döner. Burada Osmanlı idaresinden memnun olmayan köylüleri ve yoksul dervişleri etrafına toplayarak isyan eder. İsyanın merkezi Karaburun Yarımadası'dır. İsyancıların sayısını Bizanslı tarihçi Dukas6.000, Osmanlı tarihçilerinden Şükrullah bin Şehabettin 4.000, İdris-i Bitlisî ise 10.000 olarak verir. İsyanı bastırmak üzere harekete geçen Saruhan Beyinin ordusu bozguna uğrar. Bunun üzerine Sultan Çelebi Mehmed (I. Mehmed) oğlu Murat ile veziri Beyazıt Paşa'yı bölgeye yollar. İsyan bastırılır, isyancılar Börklüce Mustafa'nın gözü önünde kılıçtan geçirilir. Börklüce Mustafa ise bir deve üzerinde çarmıha gerilerek öldürülür ve şehirde gezdirilir.
Börklüce isyanıyla muhtemelen aynı zamanlarda, Manisa civarında Torlak Kemal liderliğinde bir isyan daha patlar. Daha küçük olan bu isyan da şiddetle bastırılır ve isyancılar öldürülür.
Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarının Bedreddin'in onayıyla gerçekleşip gerçekleşmediği belirsizdir. Ancak bu kişilerin Bedreddin'in müritleri olduğu konusunda tüm kaynaklar hemfikirdir.
Bedreddin gizlice Sinop limanından Rumeli'ye kaçar ve Deliorman bölgesinde Alevi Türkmenlerin yoğun yaşadığı bölgelerdeki propaganda faaliyetleri yürütür. Üzerine gönderilen Osmanlı kuvvetleri isyanı bastırır ve Şeyh Bedreddin yakalanarak Serez'e padişah I. Mehmed'in huzuruna getirilir. I. Mehmed Şeyh Bedreddin'in idamını infaz etmeden önce ulemaya danışır ve fetva ister. Şeyhülislam ve beraberindekilerin kararı idam olmuştur. Şeyh Bedreddin 1420'de Serez çarşısında idam edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder